Tutunamayanlar-Diconnectus Erectus (Oğuz Atay)


Bütün hayatı boyunca konuştu.Sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkarabildi ortaya: tek bir kelime. Çoğul bir kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime.Bu sefer düşüncesini Süleyman Kargı'dan başkasına açıklamadı.Süleyman da kimseye söylemedi.Bütün hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de bulaşmalarından korktuğunu  anladı. Onlara yapmış olduğu bu haksızlığın ıstırabıyla kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline eline çok fazla fırsat geçmiş olduğunu ve bu fırsatları kaçırdığını anladı. Bu düşüncelerinden de kaçmaya çalıştı. Hayatı boyunca düşüncelerinden kaçmıştı. Son olarak odasına sığındı. Kapıyı kapattı. Sesleri duymaz, görüntüleri görmez oldu. Yemek yemez. içki içmez oldu. Dostundan kaçar, düşmanını bilmez oldu. Sığındığı son yerde de onu buldular. Yerini tespit ettiler. Bütün tanıklar dinlendi. Savunmalar alındı. Gereği düşünüldü. Hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar veridi. Adam kapıyı açtı, içeri girdi ve tabancasını çıkararak ateş etti.
Tutunamayanlar Ansiklopedisi/ Selim Işık

Ölümcül düşüncelerini hafifletirdi bir insanın varlığı belki. Belki de anlatmaya çalıştın birilerine. Kim bilir? Belki anlatamadın; belki de o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün.

Tutunamayanlar 'a Dair Notlar

Oğuz Atay'ın yazdığı ve kimilerinin  Türk Edebiyatı'nın doruk noktası şeklinde tanımladığı, instagram sayfalarında boy boy alıntlarını gördüğümüz, bizi Olric'le tanıştıran kitaptan yani Tutunamayanlar'dan bahsedeceğim bugün. Kitabı yorumlamak ya da eleştirmek gibisinden haddimi aşan işlere girişmeyeceğimi de baştan belirteyim. Ben ki kırk fırın ekmek yiyip öyle gelsem yine de yapamam bunu. Neden? Çünkü bence bu kitap herkese aynı şeyi anlatan bir kitap değil, benim beyaz dediğim bir nokta bir başkası için kapkaranlık bir nokta da olabilir. Kitap yaşanmışlıkla doğru orantılı olarak her okuyuşunuzda farklı bir kimliğe bürünüyor. Ben bu kitabı üç kez okuma girişiminde bulundum ve ilk kez üçüncü deneyişimde ulaştım kitabın sonuna. Her seferinde de farklı satırlar dikkatimi çekti, farklı satırların altını çizdim her seferinde. On beş yaşındayken okuyup geçtiğim bir cümle yirmi bir yaşımdayken saatlerce beynimde döndü durdu. Hala da kitapta anlamadığım, anlamlandıramadığım yerler var onları da bir sonraki sefere bir sonraki yaşanmışlıklarla okuduğumda anlayabilirim belki de...

Düşüncelerin Hızına Kapılıp Sürüklenmek 

Oğuz Atay'ın bu eseri, Türk Edebiyatı'nın ilk postmodern eseridir; ilk okuduğunuzda, bu tarz yazılmış bir kitabı daha önce okumamışsanız, kitabı anlamakta zorlanabilirsiniz.Çünkü alışılmışın dışında ve ötesinde bir anlatıma sahip olan bu kitap, klasik anlatıma sahip olanların diline alışmış olan biz okuyucuları başlangıçta biraz yoruyor, hatta kitabı okumaktan dahi vazgeçirebiliyor; iki kez yarım bırakan birisi olarak söylüyorum bunu.
Tutunamayanlar, bilinç akış tekniğiyle yazılmış bir kitap, yani olaylardan ziyade kahramanların düşünceleri üzerinden ilerliyor kurgu. Kitabımızda da çoğunlukla Turgut Özben'in zihninde  dönüp duruyoruz. Bilinç akış tekniğinde, hızlıca akan bir dereye kapılmak gibi, birbirinden farklı o kadar düşünce geçiyor ki kahramanımızın kafasından bazen ipin ucunu kaçırıp dalgalara kapılıveriyorsunuz. Hikayenin içinde hikayelere rastlıyorsunuz ansızın.Ancak ilerledikçe, alıştıkça anlamak biraz daha kolaylaşıyor sanki.
Bir de kitabın hiçbir noktalama işareti kullanılmaksızın yazılan ve yaklaşık seksen kadar sayfalık bir bölümü var. On beşinci bölüm. Oğuz Atay'ın karşısında saygıyla eğildiğiniz bir bölüm.

Tutunamayanlar Kitabının Konusu

Selim Işık'ın intiharını öğrenen Turgut Özben, Selim'i intihara sürükleyen şeyin nedenini bulmak için bir arayışa girer. Başlangıçta sadece kafasının içinde yaptığı muhakemeler bir süre sonra hayatının üstüne karabasan gibi çöreklenir ve sonunda bir arayışa başlar. Selim'i araştırır. Yıllardır tanıdığı, üniversiteden beri arkadaşım dediği ama aslında hakkında pek de bir şey bilmediği Selim'in peşine düşer. Ölümünden sonra onu anlamak için bir arayışa girişir.Artık bir ölü olan Selim'in izini sürer. Önce Selim ve Esat'a ulaşır, sonrasında Süleyman Kargı'ya ve Selim'in Kargı'ya bıraktığı şarkılara ulaşır, sonra Günseli'ye ve oradan da Selim'in günlüğüne. Bu insanların her biri Selim'in hayatının belirli kesitlerine doğrudan tanıklık etmiştir. Selim'in intiharını Selim'in günlüğünü okudukça daha iyi kavrarız. Turgut da araştırdıkça kavrar nedenini bu intiharın. Tutunamayan olmak nasıldır bunu anlarız bir nevi.
"Beni yetiştirseydin hiç olmazsa gitmeden önce. Nerelerde nelerin bulunduğunu da bildirseydin bana. Başkalarının giderken arkalarında bıraktıklarıyla nasıl bir farkı olduğunu anlatabileceğim bir söz bıraksaydın bana. Şimdi, bunu içimde taşımanın acısından başka bir şey düşünemiyorum, seni tanıdıkça bu acı artıyor."

Altı Çizili Satırlardan Birkaçı


  • Biraz rahatlamış hissetti kendini.Konuştuğumuz kelimelerin dışında bir şeyin farkında değil demek.Yalnız kelimeler, konuşulan kelimeler.Yalnız konuşulan kelimeler geçerli demek. Gerisi insana kalıyor. İnsana, onun öz varlığına. İstersen, içine dönük olabilirsin.

  • Kişisel değer saydığımız şeylerin, toplumun baskısıyla edinilmiş sahte nitelikler olabileceğini de hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıyız.

  • Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkan var mıdır?

  • Anlatmaya başlarsın. Birden içinde bir duraklama duyarsın. 'Şey' engel olur sana.Söyleme onu der. Her 'şey'i anlatma.Belki sözlerinin arasında farkında olmadan beni ele verirsin. Belki anlar: insan bu, bilinmez. Sen gene dikkat et her 'şey'i ayrıntılı anlatma o kadar. Bütün 'şey' ayrıntılarda gizli değil midir zaten?  Ayrıntılarla ele vermez mi insan kendini?

  • Demek, diyordu Turgut kendi kendine, bugüne kadar gereğinden fazla vermişim. Almadıkları bir sürü Turgut vermişim onlara. Bu kadarıyla da idare edebilirlermiş. Eski Turgutlara acıdı.  Yalnız ben yaşamışım o Turgutları demek,Ben bir sürü Turgut'u kendime sakladığımı sanıyordum. Gene de fazla gelmiş onlara verdiğim. Ben de anlamamışım onları: ne onları ne de onların beni nasıl anladığını görememişim aslında.Verdiğimle ilgilenmişim yalnız.

*

  • beni dinlemeyeceksiniz biliyorum beni unutacaksınız geriye kuru bir gürültü kalacak benden anlaşılmaz sesler çıkardı ortalığı toza boğdu gitti diyeceksiniz bir bahar temizliği yapacaksınız arkamdan üzerinize sinmiş etkilerimi havalandıracaksınız odaya dolan bunaltıcı havamı değiştirmek için pencereleri açacaksınız yoksa ne yapacaktınız nasıl olurdu nasıl başarılırdı benim gibi olacak benim gibi doğduğunuzdan beri üstünüze yığılan bütün bilgilerin size verilen bütün şeylerin sizi ezmesine dağıtıp yok etmesine izin verecek değilsiniz ya...

  • Selim kalkardı ellerime sarılır beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boşuna çıkarma mağaramdan beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna tedirgin etme beni bu sefer biir şet bırakmadım tasımı tarağımı topladım geldim neyim var neyim yoksa ortaya döktüm beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim...

  • Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım. 

  • Beni kötü yetiştirdiler. Annem de babam da bana gerekli eğitimi vermediler. Yaşamak için demek istiyorum. Bana yaşamasını öğretmediler.  Daha doğrusu bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara.İnsan kendisi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana,başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler. Başka türlü bir itinayla tutmalıydılar beni, daha fazla değil, farklı. Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da anormal dediler. Ben de kendimi anlamadım: bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım.

  • Düğümler, istenildiği anda çözülmüyor. Bir söylemekle açılmıyor kapılar.
(Tutunamayanlar/ Oğuz Atay - İletişim Yayınları/2008-42. baskı)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Keşfedenler İçin İzlenmesi Gereken 5 BL (BoysLove) Dizi Önerisi

Boyslove (BL) Nedir? Yan Etkileri Nelerdir?

İngilizce Altyazılı Dizi ve Film İzleyebileceğiniz Siteler (2020)