Bir Aamir Khan Filmi: PK (Peekay) Mutlaka İzlenmeli!

PK. Peekay olarak telaffuz ediliyor.Anlamı ise içki,içmiş,sarhoş. Bu filmi ilk kez lisede tüm sınıf (böyle söyleyince kalabalık bir topluluk gibi geliyor halbuki toplasak yirmi kişi etmezdik aslında) birlikte izlemiştik. O sıralar bir yandan  film izleyip bir yandan da soru çözmek gibi ilginç alışkanlıklara sahiptim. Arada soruları tartıştığımız için bizi gürültü yapıyorsunuz diye en arka sıralara göndermişlerdi 🙂 Bollywood filmlerine zerre ilgi duymayan birisi bile bu filmlerin saatler sürdüğünü biliyordur sanırım. Hatırlayabildiğim kadarıyla filmi üç edebiyat dersi boyunca ancak bitirebilmiştik. Böyle parça parça izlediğimizden belki de,filmin ne anlatmak istediğini pek anlayamamışız. Bunu da yakın bir zamanda tekrar izleyince fark ettim. Yalnızca bir hint filmi deyip geçilecek kadar basit bir film olmadığını düşünüyorum. Tıpkı tüm diğer Aamir Khan filmleri hakkında düşündüğüm gibi. O yüzden de başlık olarak Bir Aamir Khan Filmi: PK ismini seçtim.

Filmin Konusu

Şöyle filmin konusundan bahsedecek olursak iki farklı koldan ilerliyor aslında. İlki üniversitede tanışan Pakistanlı bir çocuk ve Hintli bir kızın aşk hikayesi.Tanışma hikayeleri ve şarkılar ayrı bir tat bırakıyor damakta.

Diğer hikaye ise Dünyayı araştırmak için uzay gemisiyle Hindistan´a iniş yapan bir uzaylının arayışının hikayesi .Dünyaya tıpkı bir bebek gibi masum saf ve çıplak gelmiş bir uzaylı.Tıpkı bir çocuk gibi meraklı ve bir çocuk kadar aç zihni öğrenmeye. Hani bir laf vardır ya “çocuk işte dilinin ayarı yok ki ,bilmiyor o daha ne dediğini” diye. Aslında tarafsız , temiz ve düşünüp sorgulayan koca bir bebeğin tanrıyı arayışını izliyoruz bence filmde.Ne dediğini bilmediği(!) için sarhoş diye damgalanıyor ya zaten.

“Yere biri para düşürdüğünde,herkes benim diye öne atılıyor. ama biri prezervatif düşürdüğünde ‘benim değil’ diye kaçışıyorlar.

Seks kişisel bir konudur dostum.

Sebep?

Kimse ‘bugün seks yapacağım’ diye sağa sola bağırmaz çünkü.

Niye o zaman düğünlerde çalgı çengili, havai fişekli parti yapıyorlar? O da bir nevi ‘bugün seks yapacağım’ demek oluyor.” 

*

Bu uzaylı arkadaşımız gemisinin kolye şeklindeki anahtarını susuz çöl gibi bir vadide bir hırsıza kaptırıyor ve hikaye de işte tam da burada başlıyor.İki hikaye kesişiyor ve arayış başlıyor.

Başlangıçta anahtara dair olan bu arayışın zamanla tanrıyı arayışa dönmesini izliyoruz. İnsanların ´Sana ancak tanrı yardım eder,ancak tanrı bilir şimdi kimdedir senin kolyen´ söylemleriyle Tanrıyı aramaya başlayan PK koskoca dünyada insanların dediklerinin rüzgarıyla bir o yana savruluyor bir bu yana. Tek bir isteği var tanrıdan: Anahtarını geri alabilmek…

Filmin bundan sonrası düşündürücü bir hikaye. Din ve tanrıyı sorgulamaktan ziyade insanların oluşturduğu din algısını sorguluyor tüm film boyunca PK. Dünyada var olan din ve mezhepler içinde çaresizce kaybolmuş, arıyor ama nerede bu tanrı? Neden herkes ona ulaşması için başka bir şey söylüyor,neden tanrı güçlüleri fakirlerden daha çok seviyor,neden onu duymuyor…

İnsanların zaaflarından birinin de  aslında din olduğunu fark ediyor. Sorgulanamaz, karşı çıkılamaz, itaat edilmeli…İnsanların din adı altında nasıl “güdüldüğünü ve  sömürüldüğünü” anlatıyor film.

“Bizi yaratan hakkında bir şey bilmiyorum ama,sizin yarattığınız tıpkı sizin gibi. Küçük, yalancı, hastalıklı, boş vaatler veren, zenginlere öncelik veren, fakirleri sırada bekleten..Övgü aldığında mutlu olan, küçük şeylerle insanları korkutan. Bizi yaratan Tanrı’ya inanın, ona güvenin. Kendi yarattığınız sahte tanrıları ise yok edin.”

Aamir Khan filmlerinin hep böyle bir yandan güldürüp bir yandan düşündüren temaları vardır ve bu Hint filmlerinin o eğlenceli havasıyla birleşince ortaya inanılmaz güzel bir eser çıkıyor. İzleyin eminim seveceksiniz çok güleceksiniz aynı zamanda vay be de diyeceksiniz.