Evin Kedisi

" + Sevdiğin biri var mı? - Evet. + Seni seviyor mu? - Evet. +Nereden biliyorsun? - Her seferinde okuması için ödünç verdiğim kitapları geri verirken içerisine çiçek koyuyor. +Hepsini okuyor mu? - Elbette okuyor. + Sordun mu ona? - Önemli yerlerin altını çizdiğini görüyorum. +O da insanlığı kurtarmak istiyor mu? - Evet. +Nereden biliyorsun? -Altını çizdiği cümlelerden. " Ekmek ve çiçek, aşk ve merhamet. Şayet bu filmi izlemeye karar vermişseniz, mutlaka şu satırlara denk gelmişsiniz demektir.Hadi gelin biraz filmi inceleyelim. Ekmek ve Çiçek, 1996 yılı çıkışlı İran sinemasına ait bir film ve bir dönem İran'da yasaklanmış. Yönetmen koltuğunda Muhsin Mahmelbaf yer alıyor. Siz de benim gibi kimmiş bu adam diye düşündüyseniz şöyle bir vikiye uğrayınız. Filmle ilgili ilk söyleyeceğim şey, filmde olaydan ziyade duygu ve duruma odaklanılmış ki bunun İran sinemasının temel özelliği olduğunu söyleyenler dahi var. Yani karmaşık ve heyecanlı bir olay

"J'ai Tue Ma Mere" yani Türkçe çevirisiyle "Annemi Öldürdüm" 2009 yapımı bir dram filmi. Fimin övülecek pek çok yönü var; özellikle filmin baş rolü olarak Hubert karakterine hayat veren "Xavier Dolan"ın aynı zamanda filmin senaristi ve yönetmeni olması ve tüm bunları sadece 20 yaşındayken yapması. Başarılı olduğu su götürmez bir gerçek zira hem senaryoyu yazıp hem yönetip hem de başrol oynamak her insanın harcı değil.Film başarısını uluslararası alanda da kanıtlamış zaten ,üçü Cannes olmak üzere pek çok ödül sahibi bu film 💪💪 Peki Ne Anlatılıyor Bu Filmde? Öncelikle şunu söyleyeyim,film "eşcinsel bir gencin annesiyle sorunları"nı işlemiyor; filmde anlatılan şey ergenlikle erginlik arasındaki o geçiş dönemine sıkışmış bir çocukla kocası tarafından terk edilmiş orta yaşlardaki annesinin çatışmalarını anlatıyor.Bu evrensel bir tema bana kalırsa.Zaten filmde Hubert öğretmeniyle annesi hakkında konuşurken şu cümle geçiyor "Herkes annes

Bütün hayatı boyunca konuştu.Sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkarabildi ortaya: tek bir kelime. Çoğul bir kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime.Bu sefer düşüncesini Süleyman Kargı'dan başkasına açıklamadı.Süleyman da kimseye söylemedi.Bütün hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de bulaşmalarından korktuğunu  anladı. Onlara yapmış olduğu bu haksızlığın ıstırabıyla kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline eline çok fazla fırsat geçmiş olduğunu ve bu fırsatları kaçırdığını anladı. Bu düşüncelerinden de kaçmaya çalıştı. Hayatı boyunca düşüncelerinden kaçmıştı. Son olarak odasına sığındı. Kapıyı kapattı. Sesleri duymaz, görüntüleri görmez oldu. Yemek yemez. içki içmez oldu. Dostundan kaçar, düşmanını bilmez oldu. Sığındığı son yerde de onu buldular. Yerini tespit ettiler. Bütün tanıklar dinlendi. Savunmalar alındı. Gereği düşünüldü. Hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar veridi. Adam kapıyı açtı, içeri girdi

BAZEN SADECE UMUTTUR, İNSANIN YOLUNU BULMASINI SAĞLAYAN… 2016 yapımı olan Lion filmi gerçek bir hikayeyi konu alıyor. Daha doğrusu gerçek bir hikayeden kaleme alınan kitabın sinemaya uyarlaması. Kitabın adı Eve Giden Yol Lion.  Kitap, hikayesi filme konu edilen kişi olan Saroo Brierley tarafından yazılmış. Filmin ismi ise Aslan (Lion). Filmin isminin neden Lion olduğunu filmin sonunda anlıyoruz zaten. Dram türünde bir film olan Lion, Oscar'a beş dalda aday olmuş ama ne yazık ki Oscar'dan eli boş dönmüş. Bana kalırsa minik oyuncu, Saroo'nun çocukluğunu canlandıran Sunny Pawar, yaşının kaldırabileceğinden fazlasını sırtlanmış ve muazzam bir performans sergilemiş. Kesinlikle bir Oscar'ı hakediyordu. Lion Filmi'nin konusu Birinci Kısım: Minik Saroo Film abisiyle birlikte vagonlardan ve depolardan kömür çalıp bunları satarak para kazanmaya çalışan Saroo'nun hikayesini anlatıyor. Gece abisinin itirazlarına rağmen onunla gitmek için ısrar eden Saroo uykus

Merhaba, bugün size harika bir animeyle geldim. Animemizin adı başlıktan da anlaşılacağı üzere Yuri on İce !!! Buna düşmeyen de ne biliyim yani... Ben daha çok animenin bende hissettirdikleri üzerine konuşacağım, daha somut ve detaylı bir inceleme için teknik detayları mükemmel bir biçimde açıklamış olan şu yazıyı okumanızı öneririm:  Artistik Hareketler Bunlar | Yuri!!! on Ice Spor animesi olarak izlediğim ilk ve tek anime şimdilik Yuri on İce. Başka bir spor animesi izlememiş olmama rağmen şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki YOİ gelmiş geçmiş en iyi spor animelerinden birisi. O kadar büyük bir emek var ki bunu farketmek için sadece bir bölüm izlemeniz yeterli. Yuri On İce Konusu Yuri ilk kez katıldığı Grand Prix Artistik Pateni'nde finallere kadar çıkmayı başarmış ancak yarışmayı sonuncu olarak tamamlamıştır. Bu durum onu depresyona ve bıkkınlığa iter. O kadar ümitsizdir ki kendini yemeklere vurmaktan kocaman bir göbek bile yapmıştır. Yarışma sonrasında Japonya'ya, ailesin

Kefernahum, Nadine Labaki’nin yönettiği ve ilk kez Cannes film festivalinde gösterime giren 2018 yılı çıkışlı bir filmdir. Film Cannes Film Festivali‘nden Jüri Ödülü ile ayrılmış ve ayrıca Zain al Rafeea , Altın Portakal Uluslararası Film Yarışması En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanmıştır. 2018 yılı çıkışlı en iyi filmi hangisi diye soracak olursanız ben Kefernahum derim. Gerçi ben bir film eleştirmeni değilim ve aynı yıl vizyona giren tüm filmleri izlediğimi de söyleyemem; bu yüzden yukarıda yer alan cümlenin kişisel bir fikir belirtmeden fazlası olmadığını unutmayın. Peki neden böyle düşünüyorum? Her şeyden önce film, tam olarak benim sevdiğim türde bir film. Dram filmlerini seviyorum ancak bu dramlar daha çok toplumsal hayatın içinden bir parçayı barındırıyor olmalı. Aşk hikayelerine dair dramları ya da psikolojik dramları izlediğimde çoğunlukla hissettiğim şey tatminsizlik hissi oluyor; bu tür eserler ancak kitap okurken tadına varılabilecek nitelikte bana kalırsa. Benim dr